Ясно, я понял. (Tabii, anladım.)
Сегодня ясно, солнце светит. (Bugün hava açık, güneş parlıyor.)
Ясно, что это правда. (Bu gerçek olduğu açık.)
Все ясно, можно начинать. (Her şey net, başlayabiliriz.)
Ясно, что он не придёт. (Onun gelmeyeceği belli.)
После его объяснения всё стало яснее. (Açıklamasından sonra her şey daha net oldu.)
Ясность в мыслях помогает принимать решения. (Düşüncelerdeki açıklık karar almayı kolaylaştırır.)
В ясную погоду видно на много километров вокруг. (Açık havada etrafı kilometrelerce görebilirsin.)
Её глаза были ясны, как небо после дождя. (Gözleri yağmur sonrası gökyüzü kadar berraktı.)
Ясность в его словах убедила всех присутствующих. (Sözlerindeki açıklık orada bulunan herkesi ikna etti.)